Bugün hemen herkesin gururla takip ettiği Türk Savunma Sanayii’ndeki yerli ve milli projelerin en önemli yapı taşlarından biri de hiç şüphesiz Türk Deniz Kuvvetleri’nin ortaya koyduğu vizyon.
Türk Donanması’nın taşıyıcı rol üstlendiği bu süreçle birlikte ülkemizde Mavi Vatan kavramı zihinlere yerleşmekle kalmadı. Ayrıca bu alanda kullanılacak tüm platform ve sistemlerin azami ölçüde millileştirilmesi ile farklı pek çok sektöre örnek olundu.
İşte bu yolculuğun en önemli kilometre taşlarından biri daha döşeniyor… TCG Derya, TCG İstanbul, TCG Arif Ekmekçi ve Marlin SİDA’la herhangi bir aksaklık olmazsa 19 Ocak itibariyle Donanma’ya teslim ediliyor.
Peki, Türk Donanması’na teslim edilen bu gemiler ya da Marlin SİDA gibi platformlar ne işe yarıyor? Türkiye bu araçları nerelerde, nasıl kullanabilir? Daha da önemlisi çevremizdeki ülkelerin adımları ve içinde bulunduğumuz konjonktür düşünüldüğünde Ankara yeni süreçte nasıl bir imkan/kabiliyet kazanmış olacak?
Tüm bu soruların yanıtını Savunma ve Denizcilik Uzmanı Kozan Selçuk Erkan ile konuştuk…
[İmkan ve kabiliyetlerin artmasıyla Türk Donanması kısa sürede farklı bir noktaya geldi. Foto: AA]
Sivil tersanelerin başarısı dikkate değer
Son dönemlerde gördüğümüz belki de en geniş kapsamlı teslim töreni için “Gemileri kızaktan aynı anda ikişer indirip üçerli paketler olarak teslim ediyoruz. Bu yerli gemi inşaat sanayinde ve özellikle savunma sanayinde ne kadar geliştiğimizin göstergesi” diyor Erkan.
Uzun süredir dikkat çektiğimiz hususlardan biri olan Türk özel tersanelerinin askeri denizcilik konusunda ortaya koyduğu başarıya Erkan da işaret ediyor. Erkan’a göre bu atılımın sonucunu gelecek yıllarda ‘yerlilik oranı daha yüksek’ gemilerin teslim edilmesinde net bir şekilde göreceğiz.
Gecikmeler yaşandı ancak yerlilik oranı da arttı
Kozan Selçuk Erkan’dan teslim edilen platformları kısaca bize anlatmasını istiyoruz… Her biri birbirinden değerli platformlarla ilgili bilmemiz gerekenleri sıralıyor Erkan:
“TCG İstanbul, İstif sınıfı donanmamızın yeni vurucu gücü. Yerli olarak tasarlanmış ilk firkateynimiz... İlk gemi için oldukça yüksek yerlilik oranıyla tamamlandı. Evet, süreç biraz uzadı ama sonunda dışa bağımlılığı çok daha az bir sistem olarak karşımızda.
Örneğin, dikine atış sistemi planlanandan 3 yıl evvel teslim edildi. Geminin üzerinde yakın hava savunma yine takvimde belirtilen tarihten önce geldi. Yerli, son teknoloji aktif faz dizinli radar bu gemimizde bulunuyor. Ayrıca yerli füzeleri, yerli gelişmiş sensörleriyle de savunma sanayinde tam bağımsızlığa giden önemli bir proje oldu.”
“TCG Derya ikmal ve muharebe destekten fazlası olacak”
İkinci durağımız TCG Derya Gemisi… “Başlı başına bir başarı öyküsü” diyor Erkan. Bu geminin de özel tersanede yapıldığını ve TCG Anadolu’dan sonra Türk Donanması’nın en büyük ikinci gemisi olduğu bilgisini paylaşıyor.
TCG Derya’nın sınıfındaki benzer gemilerden çok daha hızlı olduğunu öğreniyoruz. Savaş gemilerinde bulunan gaz türbinli sevk sistemine sahip olduğunu söylüyor Erkan ve “Büyük cüssesine rağmen açık denizde savaş gemileriyle aynı seyir hızında gidip onlara eşlik edecek. Üzerinde SİDA taşıyabilecek. Haliyle denizde ikmal ve muharebe destek gemisinden çok daha fazlası olacak” diyor.
Törenin öne çıkan bir diğer platformu da TCG Arif Ekmekçi lojistik destek gemisi… Bu platformun harp filosunun gerisinde görev alacağına değiniyor Erkan. Donanmanın menzilinin ve denizde kalış sürecinin artacağını, bu gemiyle birlikte dış ülkelerden destek almadan bağımsız bir şekilde lojistik destek sağlanacağını anlatıyor.
“Marlin SİDA yeni bir sürecin öncüsü”
Son olarak kendini NATO tatbikatında kanıtlamış bir insansız deniz aracı olan Marlin’e geliyoruz… Erkan’a göre Marlin, Türk Deniz Kuvvetleri’ne yepyeni kabiliyetler kazandıracak teknolojinin ve denizcilik konseptinin öncüsü bir araç.
Erkan’ın Marlin’den de diğer platformlardan da beklentisi oldukça yüksek. Ancak törenin ardından bu gemiler hemen aktif olarak görevlerde kullanılacak beklentisinin doğru olmayacağı uyarısında bulunuyor.
“Teslim töreni ardından gemiler denenecek. Görev esnasında yeni oluşacak kullanım prosedürleri için uzun seyirlere çıkacak. Personelin de platformların da tecrübesi artacak. Sonrasında asli görevlerine çıkabilecekler” diye süreci özetliyor.
[Türkiye sadece kendisi için bu platformları üretmekle kalmadı, çok ciddi bir ihracat kapısı da araladı.]
Tüm bunlar Ankara için ne anlama geliyor?
Teslim edilen platformlara baktığımızda bazı detaylar göze çarpıyor. İstif sınıfı gemiler için bu yıl milli dikey atıcıdan testlerin tamamlanmasını bekliyoruz. Sonrasında tam anlamıyla göreve hazır olacak. TCG Derya’nın TCG Anadolu ile uzun mesafelerde görev alması sürpriz olmaz. Arif Ekmekçi yakın denizlerde gemilerimizin tamamlayıcısı olacak. Marlin belki yakın gelecekte Türk denizciliğinin en önemli yüksek teknoloji ihraç kalemlerinden birisi olarak karşımıza çıkacak.
Tüm bunların Ankara için ne anlama geldiğini soruyoruz Kozan Selçuk Erkan’a:
Teknolojik olarak donanmamızı sürekli en üstte tutmak zorundayız. Yarışta geri kalan Rusya’nın yeni gemilerinde bile eski teknoloji sistemleri kullanması ve ortaya çıkan durum hepimizin malumu.
Destek gemileriyle daha uzun süre denizde kalabilmek ‘kara bağlantımız olmayan’ ülkelerde de menfaatlerimizi korumamız adına önemli bir güç çarpanı. Aynı gün teslim edilen ve hepsi birbirinden değerli bu platformlar farklı bölgelerde bayrağımızı gösterecek. İşte bu tabloyu ‘Donanmamızın ufukta yükselişi’ olarak görebiliriz.
Haber manşet foto ve infografikler: Nursel Cobuloğlu Çoban - TRT Haber