DÜZCE (AA) - Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilimi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Güçlü, oruç tutan diyabet hastalarına iftarla ile sahur arasında bol sıvı tüketme ve egzersiz yapma tavsiyesinde bulundu.
Güçlü, yaptığı yazılı açıklamada, oruç tutmanın veya aralıklı açlığın çok sayıda metabolik hastalığa, hipertansiyon başta olmak üzere kalp damar hastalıkları ve sindirim sistemi hastalıklarına çözüm sunduğunu belirtti.
Bunun yanı sıra kilo kaybı sağlayarak vücut kompozisyonunda iyileşme, kansere karşı koruyuculuk, yaşlanma etkileri ile beyin ve ruh sağlığı üzerinde çok sayıda olumlu etkilerinin olduğunun anlaşıldığını aktaran Güçlü, "Oruç tutmak ayrıca vücudumuzda iltihabi durumların çözülmesine, bağışıklığımızın güçlenmesine, uyku düzeninin sağlanmasına, alkol ve sigara gibi zararlı alışkanlıkların bırakılmasına vesile olmaktadır." ifadelerini kullandı.
Güçlü, Tip 2 diyabetin tüm dünyada 500 milyon, ülkemizde ise yaklaşık 12 milyon insanı etkileyen çok önemli metabolizma hastalığı olduğuna dikkati çekerek, özellikle insülin ve vücutta insülin salgısını artıran ilaçları kullanan hastaların tedavilerinin, oruç tutmaya başlamadan önce mutlaka yeniden düzenlenmesi gerektiğini vurguladı.
Oruç süresince sıvı alımı olamayacağı için idrarla şeker atılımını artıran ilaçlar ve idrar söktürücü diüretik ilaçlar kullanan hastaların çok dikkatli değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Güçlü, şöyle devam etti:
"Ramazan ayı boyunca karşılaşılan en önemli sorunlardan birisi iftarla çok çeşitli yemek türlerinin kısa sürede art arda hızla tüketilmesidir. Bu davranış oruçla elde edilebilecek faydaları hızla boşa çıkarmaktadır. Bu nedenle iftarda önce bir miktar sıvıyla hafif çorba veya salatayla orucun açılması, 15-20 dakika ara verilerek sonrasında sebze, protein, tam taneli tahıllar ve baklagiller ile hazırlanan yemekler ölçülü olarak alınmalı, iyi çiğnenmeli ve yemek süresi uzatılmalıdır."
Prof. Dr. Güçlü, özellikle iftardan sonra yürüyüş şeklinde egzersizler yapılarak metabolizmanın daha da hızlandırılması ve sindirim işleminin kolaylaştırılmasının oruç tutmanın faydalarını pekiştireceğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Sahura kadar bol sıvı tüketilmeli, kola ve diğer asitli içecekler, çay ve kahve gibi gün içerisinde sıvı ihtiyacını artıran şeyler ölçülü olarak içilmelidir. İftar ile sahur arasında 1-2 porsiyon meyve ya da 1 avuç ceviz, badem ve fındıktan oluşan kuru yemiş, 3-4 adet kuru meyve alınması önerilebilir. Sahurda aşırı yağlı etler ve besinler, yüksek miktarda karbonhidrat içeren yiyecekler yerine, çorba, peynir, yumurta, yoğurt, hurma, incir, karpuz, zeytinyağlı salatalar, tahin, avokado, domates ve salatalık gibi sebzeler ve bol miktarda sıvı tüketilmelidir. Kızartma yerine, buharda pişirme, sosla pişirme, az miktarda yağda soteleme ve fırınlama gibi diğer pişirme yöntemlerinin kullanılması önerilir. Sahurda tok tutacağı düşünülen hamur işleri, tatlılar, kırmızı et, makarna ve ekmek gibi yiyeceklerin yerine bulgur pilavı, tam buğday ekmeği ile yapılmış sandviç ya da tostlar da alternatif olarak değerlendirilebilir."