Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu’nun (UNESCO) 16 Kasım’daki 78. Kuruluş yıldönümü vesilesiyle birçok ülke, kültürel ve doğal mirasın gelecek nesillere aktarılmasına dair yürüttüğü çalışmaları gündeme taşıdı. Online PR Servisi B2Press de 16 Kasım 1945’te 20 ülkenin kuruluş sözleşmesini imzalamasıyla faaliyetlerine başlayan UNESCO’nun 78. Yaşından hareketle, bu ülkelerden biri olan Türkiye’nin tarihi ve doğal mirasına ışık tuttu.
UNESCO’NUN LİSTESİNDE TÜRKİYE’DEN 82 VARLIK VAR
Gerçekleştirilen araştırmaya göre, geçtiğimiz aylarda Suudi Arabistan’ın ev sahipliği yaptığı Dünya Mirası Komitesi’nin genişletilmiş 45. Oturumuyla UNESCO’ya ait Dünya Mirası Listesi’nde bin 199 varlık yer alıyor. Bunun yüzde 6,83’üne sahip Türkiye’nin ise 2023 itibarıyla listeye kayıtlı 75 kültürel, 4 karma ve 3 doğal olmak üzere toplam 82 mirası bulunuyor. Bu varlıkları korumak için, birçok dernek, vakıf ve şirket çalışmalar yapıyor. Öyle ki UNESCO’ya bağlı 48 koruma durumu raporu olan Türkiye’nin, 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin ardından son dönemde, bu bölgelerdeki kültürel mirasları korumaya odaklandığı görülüyor.
6 ŞUBAT DEPREMLERİNDE BİN 717 TARİHİ ESER ZARAR GÖRDÜ
Online PR Servisi B2Press’in aktardığı bilgilere göre, meydana gelen depremlerden sonra Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) Hatay ve Kahramanmaraş Arkeoloji Müzelerine 20 konteyner teslim ettiği kaydediliyor. Bu yardım, hasar gören eserlerin tam restorasyon yapılıncaya kadar koruma altına alınması için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na destek sürecinin başlangıcını oluşturuyor. Bakanlığın açıkladığı listelere göre depremlerden etkilenen 11 ilde miras niteliğine sahip 8 bin 444 tarihi yapı bulunuyor. Uzmanların incelediği 2 bin 863 eserin yüzde 60’ından fazlasının ise çeşitli düzeylerde hasar gördüğü kaydedilirken, yetkililer kültürel mirasların doğal afetlerden korunmasına ilişkin yeni projeler üstünde çalışıyor.
DÜNYA MİRASLARINI TEHLİKEYE ATAN 3 FELAKET: SEL, KASIRGA VE DEPREM
Yaptığı incelemeler doğrultusunda kültürel ve doğal mirasın afetlerden korunabilmesi için sürdürülebilir politikaların hayata geçirilmesi gerektiğine dikkat çeken Online PR Servisi, bunun nedeninin iklim bağlantılı felaketlere karşı da dayanıklılığı artırmak olduğunu ileri sürdü. UNESCO dünya mirası alan yöneticilerinin afet risk yönetimi konusunda benimsediği prensipleri mercek altına alan bir araştırmada da kurumun bu gibi durumlarda temel görev olarak koruma ve bakım ilkelerini önceliklendirdiği görülüyor. Ankette, dünya mirasları için en yüksek tehlikenin ise sel (%18) olduğu belirtilirken, onu kasırga (%14) ve deprem (%6-8) takip ediyor. UNESCO, bu risklere karşı önlem almak için dünya mirası alanlarının durumunun izlenmesi adına kontrol mekanizması uyguluyor. Ayrıca, ülkeler arasında bilgi ve deneyimlerin paylaşılması için 20 farklı bilgi paylaşım platformu kullanıyor.