Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, gerek Türkiye ve Yunanistan'ın gerekse dünya kamuoyunun hakikatle, doğruyla, ahlaki ve insani olanla arasındaki bağı zedeleyen girişimlere karşı iletişim ve medya alanında yeni bir yaklaşım inşa edilmesi ve hakikatten yana olunması gerektiğini belirterek iki ülke arasında 7 Aralık'ta imzalanan Dostane İlişkiler ve İyi Komşuluk konulu Atina Bildirgesi ile ilişkilerde yeni bir sayfa açıldığını vurguladı.
Altun, Türkiye Araştırmaları Vakfı ve "Institute of Global Affairs" işbirliğinde Yunanistan'ın başkenti Atina'da düzenlenen Türk-Yunan Medya ve Akademi Forumuna video mesaj yoluyla katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Toplantısı kapsamında 7 Aralık'ta Atina'ya yaptığı resmi ziyareti hatırlatan Altun şöyle devam etti:
"Dostane İlişkiler ve İyi Komşuluk konulu Atina Bildirgesi sayesinde ilişkilerimizde yeni bir sayfa açtığımıza inanıyorum. Bu ortak iradenin karşılıklı güven temelinde, ülkelerimiz ve bölgemiz açısından hayırlara vesile olacak birçok işbirliği fırsatı doğuracağını düşünüyorum. Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak ortak bir geçmişi ve benzer bir kültürü paylaştığımız Yunanistan gibi yakın komşularımızla aşılamayacak hiçbir sorunumuz olmadığı inancındayız."
Türkiye ve Yunanistan arasında ekonomi, ticaret, ulaştırma, enerji, sağlık, teknoloji, eğitim ve gençlik gibi birçok alanda ikili iş birliğini artırmak için çok sayıda fırsat ve imkanın var olduğunu gördüğünü ve bu durumdan büyük bir memnuniyet duyduğunu aktaran Altun, iki ülke arasında iletişim kanallarını açık tutabilmek için medya mensuplarına, akademisyenlere ve STK temsilcilerine büyük görev ve sorumluluk düştüğünü işaret etti.
Altun, "Sizlerin de takdir edeceği gibi son yıllarda iletişim ve medya alanında birçok etik ilke, birçok yerleşik kural gündemden ve gözden düşürülmeye çalışılmaktadır. Gerek Türkiye ve Yunanistan'ın gerekse dünya kamuoyunun hakikatle, doğruyla, ahlaki ve insani olanla arasındaki bağı zedeleyen bu tür girişimlere karşı iletişim ve medya alanında yeni bir yaklaşım inşa etmeli ve hakikatten taraf olmalıyız." dedi.
Gazze'de yaşananların, kamuoyunun maruz kaldığı hakikat dışı ve manipülatif medya içeriklerinin insanlık için ne kadar yıkıcı olduğunu ve olabileceğini bir kez daha gösterdiğini kaydeden Altun, dolaşıma giren haberlerin güvenilirliğini teyit etmenin, hakikati tüm açıklığıyla ortaya koymanın daha demokratik, adil ve barışçıl bir dünya için son derece önemli olduğunun altını çizdi.
Altun, bu kapsamda dezenformasyon, mezenformasyon, karalama kampanyaları, nefret söylemi veya terör propagandası gibi içeriklerin medyadan temizlenmesinde hükûmetlere büyük rol düştüğünü, Türkiye'nin bu tür sorunlara karşı mücadelede pek çok dezenformasyon kampanyasını bertaraf etmeyi başardığını vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bünyesinde tesis edilen "Dezenformasyonla Mücadele Merkezi" vasıtasıyla dezenformasyona karşı etkili bir mücadele yürütüldüğünü dile getiren Altun, "Örneğin, bu kapsamda İsrail'in Gazze'de sivil halkı hedef alan saldırılarıyla eş zamanlı bir şekilde yaydığı medya yalanlarını dünyaya ifşa ettik. Böylelikle Filistin halkının uğradığı haksızlıkların ve insanlık dışı muamelelerin dünya kamuoyu tarafından daha iyi algılanabilmesi adına gerçeklerin ortaya çıkmasını sağladık." açıklamasında bulundu.
Altun, Türkiye'nin iş birliklerinin ve dostluğun derinleştirilmesi yönündeki çabalara her zaman büyük bir samimiyetle yaklaştığının ve büyük bir kıymet atfettiğinin altını çizerek şunları kaydetti:
"Bu bağlamda medya temsilcilerimiz, akademik camialarımız ve sivil toplum kuruluşlarımız arasındaki diyalog köprülerinin sağlamlaştırılmasını her daim desteklemeye devam edeceğiz. İnanıyoruz ki birlikte inşa edeceğimiz bu yapı, yakın coğrafyamıza da örneklik teşkil edecek ve bölgemizin istikrarına son derece olumlu katkılar sağlayacaktır."