Oyun platformu Roblox'un erişime engellenmesi kararı, dijital oyunlardaki mahremiyet risklerini yeniden gündeme getirdi.
Çocukların ve gençlerin yoğun ilgi gösterdiği bu platformlar, kişisel verilerin korunması noktasında da ciddi açıklar barındırıyor.
İstanbul Aile Vakfı ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi işbirliğinde aileleri desteklemek amacıyla hazırlanan "Ailelerde Dijital Mahremiyet Farkındalığının Güçlendirilmesi" bilimsel araştırma projesi, dijital mahremiyet ihlalleri konusunda oyunların başı çektiğini ortaya koydu.
"Dijital suçların en önemli unsurlarından bir tanesini istismar oluşturuyor"
Araştırma projesine ilişkin bilgi veren İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi ve İstanbul Aile Vakfı Bilimsel Araştırmalar Merkezi Başkanı Doç. Dr. Turgay Şirin, dijital suçların en önemli unsurlarından birinin istismar olduğunu söyledi.
Çocuklar risk altında
Çocukların oynayabileceği çok oyunculu dijital oyunlar gibi internet temelli uygulamaların yaygınlaştırılmasıyla birlikte istismarın farklı tezahürlere büründüğünü belirten Şirin, "Çevrim içi istismarda, kamera önünde çocukların cinsel şeylere dahil edilmesi, mağdurların cinsel içerikli fotoğraf ve video üretmeye zorlanması, istismar görüntülerinin ticari olan veya olmayan şekilde üretilmesi, yayılması, sessiz kalma yönündeki emirler, tehditler gibi unsurlar yer almaktadır." diye konuştu.
Şirin, bu durum karşısında sadece çocuklar ve gençler değil yetişkinlerin de tehdit altında olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
"Bu tehdidin boyutlarıyla ilgili kapsamlı bilimsel çalışmalar çok az. Biz de İstanbul Medeniyet Üniversitesi ve Aile Vakfı arasında bir protokolle bir bilimsel araştırma projesi yürütüyoruz. Burada elde ettiğimiz bulgular bizi düşündüren, endişelendiren boyutlara ulaştı. Siber zorbalık, dijital oyun bağımlılıkları, teknoloji bağımlılıkları gibi yeni yeni bağımlılık türlerinin ortaya çıktığını görüyoruz. Çocukların tehdit altında olduğu yaş grubunun da 12 yaş altına düştüğünü, 7,5 hatta 4 yaşlara indiğini gördük."
"Aktörler genellikle yaşlarını ve cinsiyetlerini gizleyerek burada profil oluşturuyorlar"
Doç. Dr. Şirin, özellikle çocuklar ve ergenler söz konusu olduğunda dijital oyunların ön plana çıktığını belirterek, şunları kaydetti:
"Dijital mahremiyet ihlalinde birinci sırada dijital oyunlar var. Özellikle internet üzerinden chat odaları olan, konuşma ve diğer insanlarla iletişim gerektiren oyunlar burada başta geliyor. İkinci sırada sosyal medya ve diğer platformlar geliyor. Özellikle çocuk ve gençlerin zamanının büyük çoğunluğunu geçirdiği dijital oyunlar ve sohbet kısımlarında, onları muhtelif yönlerle hedef alan aktörler bulunuyor. Bu aktörler genellikle yaşlarını ve cinsiyetlerini gizleyerek burada profil oluşturuyorlar ve çocukların bu şekilde hedef alınmasını sağlıyorlar."
Şirin, araştırma sonucunda özellikle ebeveynlerin, çocukların, ergenlerin, dijital mahremiyet farkındalığının artırılması gerektiğini gözlemlediklerini vurguladı:
"Bu konuda sadece belki yasaklama değil, nasıl kullanmaları gerektiğini, kendilerini nasıl koruyacakları, nasıl siber suçlara karşı tedbir alabileceklerini, muhtemel zararların neler olabileceğiyle ilgili eğitimler verilmesi gerektiğini fark ettik. Yaptığımız araştırmalarda çocukların çok büyük bir kısmı, yüzde 48'e yakını profillere nasıl gireceklerini bilmiyorlardı, neredeyse yüzde 90'a yakını profilin gizlenebileceğinin bile farkında değildi. Dijital platformlarda IP adreslerinin toplandığını, bilgilerinin başka yerlere gönderilebildiğini biliyoruz."
Şirin, dijital platformların siber güvenliğinin de ayrı bir konu olduğunu, ebeveyn kaynaklı dijital ihlallerin de yaşandığını ve ebeveynlerin bu konuda bilinçlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
"Dijital oyunlar sosyal medyaya göre dijital bağımlılık noktasında daha büyük bir tehdit getiriyor"
İnsanların genelinin sosyal öğrenmeyle öğrendiğine dikkati çeken Şirin, "Çocuk ve ergenlerin psikolojisi düşünüldüğünde dijital oyunlar sosyal medyaya göre dijital bağımlılık noktasında daha büyük bir tehdit getiriyor. Çocuklarda merak hırsı ve kazanma güdüleri gibi psikolojik dürtüler söz konusu olduğu için, görsel ve işitsel içeriklerle zenginleştirilen, senaryosuna dahil olunduğunda oyuncuyu başka bir aleme götüren, gerçek dünyadan koparan dijital oyunlara bağımlılık, günümüzde zihinsel ve ruhsal hastalıklar dahiline girmiş durumda." değerlendirmesinde bulundu.
Şirin, çocukların oyunlar nedeniyle sanal alem ve gerçek dünyayı bazen ayırt edemediğini kaydederek, "Dijital oyunlar eğer düzgün kullanılırsa, yaratıcılığı, üretkenliği geliştirebilir. Bir araçtır ve doğrudan kötüdür demek doğru değil, doğrudan iyidir demek de doğru değil." dedi.
"Bu platformların denetim altında olması gerekir"
Bazı oyun odalarında yaş sınırı olmasına rağmen oyun programlarının çoğu zaman çocukların sahte beyanlarını görmezden geldiklerini ifade eden Şirin, "Bu platformların denetim altında olması gerekir. Nasıl gerçek dünyada hukuk kurallarımız varsa, sanal alemin de aynı şekilde hukuka tabi olması elzem görünüyor. Chat odalarında sanal seks partilerine katılmanın mümkün olduğunu söyleyen yabancı araştırmacılar da var. Bunlar, çocukların ve kullanıcıların ulaşması kolay olduğu için risk oluşturuyor." ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Turgay Şirin, pek çok bilimsel çalışmanın özellikle Türkiye'de çocukların ortalama günde 3 saatlerini dijital ortamda geçirdiğini ortaya koyduğunu kaydederek, "12-18 yaş arasındaki çocuklar daha çok tehdit altında ancak teknoloji, faydalı kullanılırsa harika bir imkan oluşturuyor. Özellikle yaratıcılık, üretkenlik, eğitim amaçlı kullanımlar için gerçekten çok önemli." diye konuştu.