Göynüklü iş insanı Yüksel, ilçe sakinleri, esnaf, ziyarete gelen yerli ve yabancı turistlerle yaptığı görüşmeler sonucu ilçenin tanıtımı için müze ve kültür evine ihtiyaç duyulduğunu düşünerek harekete geçti.

Bolu, Göynük, Mudurnu, Seben, Kıbrıscık ve Yeniçağa'dan geleneksel çeyizlik, dokuma parçaları, kadınların el işçiliğiyle hazırladığı örtüler gibi otantik eserler ile eski fotoğraflar, tarım, orman aletleri ve ev eşyalarını toplayan Yüksel, kişisel koleksiyonundaki cep, kol saatleri ve Avrupa porselenlerini de dahil ettiği parçaları, Osmanlı döneminden kalma yaklaşık 200 yıllık binada açtığı Harun Yüksel Koleksiyonu ve Göynük Kültür Evi'nde sergiliyor.

Yüksel, AA muhabirine, antika meraklısı olduğu için kültür evi projesini geliştirip müze benzeri bir yer açtıklarını söyledi.

Göynük'ün sahip olduğu Osmanlı mimarisi ve günlük yaşam içinde halen eski gelenekleri devam ettirdiğini anlatan Yüksel, "Kültürümüzde kadınlarımızın yaptığı çeyizlik ürünler var. 'Çevre', 'uçkur', 'yağlık' ve 'peşkir' dediğimiz daha çok kıyafet olarak kullanılan, daha sonra da kadınların sadece çeyizlik ürünler olarak sandıkta beklettikleri ürünler yapılıyor. Kıyafetler var. Bizim yöremizde daha çok kadın ağırlıklı eski eşyalarımızı bulabildik. Erkek ağırlıklı çok kalmamış. Onları burada sergiliyoruz." diye konuştu.

Yüksel, ilçenin ve bölgenin yöresel kıyafetleri ile eşyalarının yanı sıra kendisinin uzun yıllardır alarak koleksiyon haline getirdiği saat ve porselen ürünleri de kültür evinde sergilediklerini aktararak, eserler arasında kadınların işledikleri, yaptıkları dokuma tezgahında kullanılan parçalar ve başörtülerin de yer aldığını kaydetti.

"Şehir dışından gelen ziyaretçiler buradan ilham alıyor"

Göynük ve çevresindeki yerleşim yerlerinin kültürünü tanıtmak hedefiyle yola çıktıklarına değinen Yüksel, herhangi bir maddi kazanç beklemedikleri için de kültür evine girişin ücretsiz olduğunu, yerli yabancı herkesin kültür evini rahatlıkla gezebileceğini ifade etti.

Yüksel, moda tasarımı üzerine çalışmalar yaptığından bahsederek, şöyle devam etti:

"Kendim tasarımcıyım. Endüstriyel tasarım yapıyorum ama bunu moda tasarımına çevirmek ve bölgemizde bir şeyler yapmak istiyorum. Kadınların el işçiliğiyle ürettiği bu ürünlerin benzerlerini ticari olarak yapıp önce Türkiye'ye, sonra dünyaya yaymak gibi düşüncem vardı. Şimdi müze olarak burayı kurduğumuzda o tasarım fikrine ışık tuttu çünkü çok fazla ürün bulduk ve bu üründeki desenleri ilerleyen dönemlerde yani ilerleyen yıllarda moda ürünü olarak kıyafetlere entegre edeceğiz. Asıl hedefimiz bu."

Kültür evinde sergilenen tüm ürünleri kendi çabalarıyla topladığını dile getiren Yüksel, "Burası iki bölüm. Bir bölümü Harun Yüksel Koleksiyonu, bir bölümü Göynük Kültür Evi. Harun Yüksel Koleksiyonu'nda yaklaşık 400 çeşit ürün var. Bizim bir yılda topladığımız Göynük kültürel ürünleri de yaklaşık 500 çeşit. Koleksiyonumu yaklaşık 10 yıllık süreçte oluşturdum. Bununla alakalı diğer ilçeleri de gezdik. Kültürü sadece Göynük kültürü değil de Bolu kültürü olarak aldık. Mudurnu'dan da bir şeyler kattık, Seben, Kıbrıscık, Yeniçağa her tarafı gezdim." diye konuştu.

Yüksel, bugüne kadar aldığı geri dönüşlerden oldukça memnun olduğunu dile getirerek, hem yerel halkın hem de şehir dışından gelen ziyaretçilerin mekana büyük ilgi gösterdiğini ve buradan ilham alarak kendi şehirlerinde benzer girişimlerde bulunmayı düşündüklerini anlattı.

Edirne'deki Muradiye Camisi Türk çini sanatının eşsiz örneklerini sunuyor Edirne'deki Muradiye Camisi Türk çini sanatının eşsiz örneklerini sunuyor

Kültür evi olarak kullandıkları bina hakkında da bilgiler veren Yüksel, "Bu bina yaklaşık 200 yıllık. 1970'li ve 1980'li yıllarda cezaevi olarak kullanılmış. Daha sonra konut olarak kullanılmış. 10 yıl önce de biz satın aldık." dedi.

Kaynak: AA