Ermeni teröristler tarafından bir suikast sonucu Şehit edilen Türk milletinin büyük evladı, Talat Paşa.
Mehmet Talat Paşa,17 Ağustos 1874’te Edirne’de doğmuştur. İlköğretimini Vize’de, ortaöğretimini Edirne Askeri Rüştiyesinde tamamlamıştır. Fransızca eğitimi almıştır. Daha sonra Selanik’e giderek, Hukuk Mektebine kaydoldu. Evvel sene sonra Telgrafhane ’de kayıt memuru olarak çalışmaya başladı.20 yaşlarında politikayla ilgilenmeye başladı.
İttihat ve Terakki Cemiyeti içinde aktif olması ile siyasi hayatına katıldı. Talat Paşa II.Meşrutiyet meclisinde Edirne mebusu seçilmişti. Daha sonralarında meclis reis vekili, dahiliye nazırı, mecliste İttihat ve Terakki Fırkası reisi gibi bir çok görevlerde bulundu.
24 Nisan 1915’te İsyan ve karmaşanın artarak devam etmesi sonucunda içinde bulunduğu İttihat ve Terakki Partisi tarafından 27 Mayıs 1915 tarihinde Tehcir Kanunu adıyla bilinen zorunlu göç yasası çıkarıldı. Bu durumda Batı’da Talat Paşa ‘Bir numaralı Ermeni Düşmanı’ olarak anılmaya ve tanınmaya başlamıştı .Hal bu ki durum dönemin ekonomik, hastalık ve açlık gibi şartlar yüzünden ortaya çıkmıştı. Asla ‘soykırım’ gibi durumlarda veya tabirleri kabul etmeksizin durumun Osmanlı için güvenlik kaygılarından dolayı alınması gereken bir karar olduğu bas baya ortadadır.
Sait Halim efenin görevden ayrılması ile Talat Paşa sadrazamlığa getirildi. Osmanlı I.Dünya savaşını kaybettiği durumunda suçlunun İttihat ve Terakki mensuplarında aramaya çalışmışlar memleketi terk etmelerinde zaruret olduğunu öne sürmüşlerdir.
Talat Paşa devletin kaderini çizen önemli isimlerden olmuştur. Enver Paşa’nın askeri dehası, Cemal Paşa’nın sert mizacı, Talat Paşa’nın diplomatik zekası ön plandaydı fakat dış politikada, Almanya ile ittifak kurmayı düşünmesi onu bu duruma sürüklemişti.
Talat Paşa, Almanların denizaltısı ile ülkeyi terk etmek zorunda kalmıştı. Almanya’ya gelen Paşa Berlin’in 50 km uzaklığında ,Postrdam kenti yakınlarında Neubabelsberg’e yerleştirildi. Fakat bu durumu öğrenen Avrupa’da ki Türk öğrenciler protesto etmeye başlamışlardı. Talat Paşa’nın İstanbul Hükümetine teslimini istediler. Hatta bazıları Paşa’nın ölümünü bile istiyorlardı. Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışını onu ve diğer paşaları sorumlu tutuyorlardı. Yüz yüze gelindiğinde bu öfkeler yatıştırılmıştı.
Talat Paşa 15 Mart 1921 tarihinde sabah 11’e doğru Berlin/Almanya ‘da tütün ve eldiven almak için evinden çıktı, sokak boyunca yürür iken karşıdan gelen gri paltolu bir genç geçti daha sonra dönüp Paşaya seslenerek iki kez silahını ateşledi. Paşa ensesinden giren kurşunla yere yığılırken, genç adam silahı atarak kaçmaya çalışmıştı fakat etraftakiler durumu fark edip yakalamışlardı. Daha sonra polise teslim edilmişti fakat kendisinin cebinden çıkan 12 bin Mark ile olayın arka yüzü olduğunu görebiliyoruz. Cinayeti işleyen İran kökenli Ermeni Sogomon Tehliryan 24 yaşında üniversite öğrencisiydi. Kendisi veba hastası olduğu için bir yıldan fazla yaşayamayacağını söyleyerek Ermeni düşmanı diye tabir ettikleri Talat Paşa’yı öldürmesi taktirde tüm Ermeniler tarafından kahraman edinileceği manipülesi ile ikna edilmiş. Almanya’ya Talat Paşa’yı öldürülmesi için yollanmış. Paşanın cenazesi şehadetinden 4 gün sonra evine getirilerek Almanya daki Neukölln’nde Türk Mezarlığına defnedilmiştir. Cenazesinde büyük bir kalabalık oluşuyordu çoğu Talat Paşa’yı tanıyan Almanlardı. Durum Türk ve Müslüman dünyasında büyük üzüntü yaşatmıştı. Ermeniler yaşattıkları duruma oldukça sevinçliydiler.
Dava da sanık olan Soğomon Tehliryan suçu itiraf etmiş fakat durum 3 Haziran 1921’de New York Times gazetesinde de olduğu gibi dava ismi ’Talat Paşa Davası ‘olarak dönüştürülmüştü. Çünkü Tehrilyan kendisinin zor bir hayat yaşadığını öne sürerek göz boyamaya kalkmıştı. Kendisinin veba ve sara hastası olduğu olduğundan dolayı olay zamanında bilincinin yerinde olup olmadığını ölçmek için çoğu doktor ve psikologlar ile görüşmesi talep edilmişti. Mahkeme kendisin sara hastası olduğunu öne sürerek serbest bırakılmasını hukuken sağlamıştı.
Fakat kendisi ‘saralı bir zavallı’ olarak gösterildiği gibi değil kendisinin bilinçli ve profesyonel bir katil olduğu açıkça ortadadır. Talat Paşa’nın tabutu 9 Mayıs 1930’da tören yapılmadan Müslüman Mezarlığına gömüldü. Adolf Hitler Türk-Alman ilişkisi için iyi bir yol izleyerek naaşı 25 Şubat 1943 tarihinde Türkiyeye göndermiştir.Görkemli bir askeri tören ile Hürriyet-Ebediye Tepesi’ne gömülmüştür.
O gün Talat Paşa’ya atılan kurşun tüm Türk alemine atılmıştı. Şehit edildiğinde ayakkabıları delik ve kiralık bir evde oturuyordu, varsın ben böyle olayım Türk dünyası yokluk görmesin istiyordu
Talat Paşa yaşamı boyunca hırslı ve cesur bir lider olmuştur. Vatanseverliği dillere gelemeyecek şekilde şereflicedir. Özgürlük ideallerine tutkuyla bağlı, siyasetle haşır neşir olan Talat en kudretli Paşalardandı.
Talat Paşa; ’Bizim Gibilerin Ölümü Kurşunladır’ sözü de tam tabiri ile ifade edilebilir. Talat Paşa kahramandır bizim için. Gittiği her yerde ülke bütünlüğünü ve Türk halkını bir an bile düşünmeden edememiş her olaylarda ve zor zamanlarda kritik yollar ile aydınlatmaya çalışan iyi bir lider ve komutandır. İttihat ve Terakki de diğer Paşalarda hakkında her zaman iyi şekilde anmışlardır. Alparslan Anadolu’nun kapılarını açmıştır fakat onu Talat vatan yapmıştır. Kanlı gömleği bir şehrin yüzyıllık durumunu özetleyebilir. Kendisi ‘kurt’bir siyasetçi ve etkili bir devlet adamıydı.
Osmanlı’nın Fırtınalı Son Döneminde Bir Lider, MEHMET TALAT PAŞA.
En sonra, şu torba kemik sen misin? Anlat !
Biz dipdiri verdik seni bir devlete tal’at!
Takriben adamlık sana yetmezdi,tamamdın.
Sen kitle adam,millet adam,bayrak adamdın !