Azerbaycanlıların Batı Azerbaycan'dan mecburi göçe tabi tutularak sürülmesinin 75. yılı vesilesiyle "Mecburi Göç ve Kadınlar Başta Olmakla Doğurduğu Toplumsal Psikolojik Etkiler" isimli uluslararası sempozyum, başkent Ankara'da Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nde düzenlendi.
TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) ve Türkiye Azerbaycan Dostluk, İşbirliği ve Dayanışma Vakfı (TADİV) işbirliğinde düzenlenen sempozyuma, TADİV Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi Prof. Dr. Aygün Attar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Leman Yenigün, KEFEK Başkanı ve AK Parti Sakarya Milletvekili Çiğdem Erdoğan Atabek, Türkiye-Azerbaycan Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Şamil Ayrım, Azerbaycan Ombudsmanı Sabina Aliyeva, Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, milletvekilleri, Ankara'da görev yapan diplomatik misyon temsilcileri, STK temsilcileri ve çok sayıda akademisyen katıldı.
Prof. Dr. Attar, burada yaptığı konuşmada, davetlilere katılımlarından dolayı teşekkür ederek, Azerbaycan Türklerinin, Batı Azerbaycan'dan mecburi göçe tabi tutulmasının Türk tarihine "kara bir sayfa" olarak yazıldığını ve mecburi göç gibi olaylarda en fazla mağdur olan kesimin kadınlar olduğunu belirtti.
Zorunlu göç sürecinde çok sayıda Azerbaycanlının hayatını kaybettiğinin altını çizen Attar, bu olaya "insan haklarının ihlali ve cinayet olarak" bakılması gerektiğini vurguladı.
Attar, bu meselenin uluslararası alanda da çalışılması gerektiğine dikkati çekerek, ele alınan olayın tanıklarının ve kanıtlarının olduğunu kaydetti.
Azerbaycan Ombudsmanı Aliyeva ise sempozyumda "Ermenistan'dan Zorunlu Göçe Tabi Tutulan Azerbaycan Türklerinin Haklarının Korunmasında Ombudsmanın Rolü" başlıklı sunum yaptı.
Sempozyumda ele alınan konunun "tarihi gerçeklere ışık tutulması" açısından çok önemli olduğuna işaret eden Aliyeva, "Ermenistan'ın halen tarihi gerçekleri çarpıtarak dünya toplumunu yanıltma çabalarına şahitlik ediyoruz." dedi.
Aliyeva, ombudsmanlık kurumu için "Ermenistan'ın gerçekleştirdiği sürgün politikasının kurbanı olan Azerbaycanlıların haklarının korunmasının" önemli olduğunu belirterek, "Bu meseleyi sürekli olarak uluslararası düzeyde gündemde tutmak ve ilgili kuruluşlar nezdinde dile getirmek, faaliyetlerimizin önemli bir parçasını oluşturmaktadır." ifadelerini kullandı.
Azerbaycan Türklerinin Ermenistan'dan mecburi göçe tabi tutulmalarının sadece tarihsel bir olay değil, aynı zamanda insan hakları ihlallerini hatırlatan bir trajedi olduğunu vurgulayan Aliyeva, şunları söyledi:
"Bu konuda farkındalık yaratma ve adalet arayışına destek olmak önemlidir. İnsan hak ve özgürlüklerinin toplu ve ağır ihlali ile sonuçlanan bu duruma karşı kayıtsız kalmak cezasızlık sebebi yaratmakla bu ihlallerin tekrarına zemin oluşturmaktadır. Bunun olmaması için güç birliği oluşturmamız ve haklı mücadelemizi daha güçlü bir şekilde devam etmemiz şarttır."
Ne olmuştu?
Kayıtlara göre 1948-1953 yıllarında 144 bin 600, 1988-1991 yıllarında ise yaklaşık 300 bin Azerbaycanlı Ermenistan'dan sınır dışı edildi. Sınır dışı edilenlerin büyük çoğunluğu Azerbaycan'a yerleşti.
1980'li yılların sonrasında Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki sorunun savaşa dönüşmesi Ermenistan'dan kovulan Azerbaycanlıların sorunlarını geri plana itti.
2. Karabağ Savaşı sonrasında konu yeniden ön plana çıktı ve Batı Azerbaycanlıların hakları Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından da sıklıkla dile getirilmeye başlandı. Azerbaycanlı yetkililer, Batı Azerbaycanlıların yurtlarına dönme haklarının sağlanmasının Ermenistan'a karşı toprak iddiasında bulunmak anlamına gelmediğini belirtiyor.